Defne
New member
[color=]Selam forumdaşlar! Farklı açılardan bakmayı seven biri olarak bir konuyu ortaya atmak istiyorum:[/color]
Ev hizmetlerinde çalışanların maaşı ne kadar olmalı? Hangi mantıkla belirlenmeli? Bu başlıkta tartışmayı ateşlemek için iki yaklaşımı yan yana koyacağım. İsimlendirme yaparken “erkeklerin daha objektif/veri odaklı; kadınların daha duygusal/toplumsal etkiler odaklı” konuşabildiği gözlemine göndermeler olacak ama bunları kalıplaştırmak için değil, forumdaki farklı sesleri temsil etmek için kullanıyorum. Hepimiz biliyoruz ki bireyler yekpare değil; veriyle düşünen kadınlar da var, toplumsal etkiyi önceleyen erkekler de… Ama yine de tartışmayı somutlaştırmak için iki kulvar açacağım.
[color=]Konunun Çerçevesi: Ev Hizmetinde “Maaş”ı Ne Belirler?[/color]
Ev hizmeti, tek bir iş değil; temizlik, çocuk bakımı, yaşlı refakati, yemek, ütü, bazen de evcil hayvan bakımı gibi kalemler iç içe geçer. Ücret; işin kapsamına, saatlik/günlük/aylık olmasına, yatılı mı gündüzlü mü olduğuna, çalışanın deneyimine, referansına, sigortalı olup olmadığına, evin bulunduğu şehre ve semte göre değişir. Ayrıca güven ilişkisi, ev içi mahremiyet, iş tarifinin netliği, fazla mesai ve bayram/hafta sonu gibi parametreler de masada. Kayıt dışılık yaygınsa, “piyasa” denilen şey bazen söylentiyle, bazen komşu grubuyla şekilleniyor. O yüzden “maaş ne kadar?” sorusu aslında “hangi koşullarda, hangi iş tanımına, hangi güven seviyesine ve hangi sosyal zemine göre?” diye okunmalı.
[color=]Veri Odaklı Bakış (sıklıkla erkeklerin sesinde duyduğumuz argümanlar): Piyasa, Verimlilik, Şeffaflık[/color]
Bu yaklaşım, ölçülebilir kriterleri öne çıkarır. “Benzer iş için şehirde ortalama ne?” diye başlar. Saatlik/montly aralığı araştırır, işin kapsamını maddeler: “haftada şu kadar saat genel temizlik, şu kadar saat yemek/ütü; çocuk bakımı varsa sorumluluk listesi; gece kalma varsa haftalık kaç gece?” Sınırlar net konur: fazla mesai nasıl hesaplanacak, resmi tatil ücreti ne olacak, deneme süresi nedir?
Bu bakış, üretkenlik ve çıktı ile ücreti ilişkilendirir. Örneğin haftalık iş planı çıkar: her odanın derin temizliği hangi sıklıkla, çarşaf değişimi hangi gün, ütü adedi, günlük yemek sayısı… Sonra diyor ki: “İş tanımı netse çatışma azalır; verim artarsa ücret de pazarlık gücünü bulur.” Sigorta ve yasal çerçeve vurgulanır; “kayıt dışılık risktir, sürdürülebilir ücret için kayıt içi çalışma gerekir.”
Şeffaflık da kritik: yazılı sözleşme, imza, karşılıklı beklenti matrisi. Hatta bazıları KPI benzeri yumuşak göstergeler önerir: zamanında gelme oranı, görev tamamlama, iletişim kalitesi (ör. beklenmedik durum bildirimi).
Bu yaklaşımın güçlü yanı öngörülebilirlik ve karşılaştırılabilirliktir. Zayıf yanı ise ev içi emek gibi mahrem ve ilişkisel alanlarda her şeyi metrikleştirmeye çalışınca duygusal yükü, bakımın görünmez katmanlarını ve güvenin değerini eksik tartmasıdır.
[color=]Duygusal ve Toplumsal Etkiler Odaklı Bakış (sıklıkla kadınların sesinde duyduğumuz argümanlar): Emeğin Görünmezliği, Adalet, Güven[/color]
Bu yaklaşım, ev içi emeğin tarihsel olarak görünmezleştirildiğini hatırlatır. “Sadece yüzey silmek değil; evin ritmini taşımak, çocuğun duygusuna eşlik etmek, yaşlının güvenini kazanmak” gibi ölçmesi zor, ama çok kıymetli katmanların altını çizer. Ücret, sadece süre ve çıktıdan değil; güven ilişkisi, duygusal yük, bakımın sürekli dikkat gerektirmesi ve mahremiyet sorumluluğundan da etkilenmelidir der.
Adalet duygusu öndedir: “Aynı şehirde benzer sorumluluğa sahip işlerde cinsiyet, göçmenlik statüsü, dil bariyeri gibi nedenlerle maaş düşürülmesin.” Yani fırsat eşitliği vurgulanır. İşveren-çalışan ilişkisini birlikte iyilik hâli olarak okur: çalışan güvende ve saygı görüyorsa, işverenin evi de huzurlu olur; bu huzurun ekonomik değeri vardır.
Sözleşme ve kurallar burada da önemlidir ama dil farklıdır: karşılıklı bakım ve saygı dili. Örneğin “fazla mesai” sadece saat bazında değil, “son dakika plan değişikliği nedeniyle artan zihinsel yük” olarak da ele alınır. Tatil günlerinde aileyle geçirilen zamanın değeri, çocukla kurulan bağın yıpranması gibi konular ücret müzakeresine dâhil edilir.
Bu yaklaşımın gücü, ev emeğinin gerçek hayat bağlarını hesaba katmasıdır. Zayıf yanı ise bazen somut kıyas yapmayı zorlaştırması; pazarlık masasında sayılarla konuşmak gerektiğinde belirsizlik yaratabilmesidir.
[color=]İki Hattan Ortak Yola: Aynı Masada Buluşmak Mümkün mü?[/color]
Bence evet. Nasıl?
1. Net İş Tanımı + Bakım Katsayısı: Veri odaklı çizelge hazırlayıp (görev listesi, saatler, tatiller), bakım emeğinin görünmez kısımlarını yansıtan bir “katsayı”yla tabanı yukarı ayarlamak. Örneğin küçük çocuk, özel gereksinim, gece uyanmaları gibi durumlarda temel ücretin üzerine şeffaf bir ek yapmak.
2. Şeffaf Basamaklar: Deneyim ve referansa göre merdivenler: 0–6 ay deneme, 6–18 ay istikrar, 18+ ay uzmanlık; her basamakta ücret artışı, yıllık enflasyon/yaşam maliyeti güncellemesi. Böylece hem piyasa hem emek değeri birlikte görünür.
3. Duygusal Emek İçin Dinleme Ritüeli: Ayda bir kısa geri bildirim oturumu: “Nerede zorlandık, nerede iyi hissettik, gelecek ay neyi değiştirelim?” Bu toplantı, rakamlara yansımayan sorunları erken çözer.
4. Esneklik ve Öngörü: İşveren, plan değişikliklerini önceden bildirmeyi taahhüt eder; çalışan da öngörülemeyen durumlarda iletişimi hızlı tutar. Son dakika değişikliği için küçük bir prim, süreklilik için bonus gibi karşılıklı teşvikler konabilir.
5. Güvenin Ekonomik Değeri: Anahtar, kasa, çocuk/yaşlı gibi yüksek güven riski varsa, “güven primi” açıkça konuşulmalı; bu gizli kalınca iki taraf da rahatsız oluyor.
6. Kayıt İçi Çerçeve: Mümkün olduğunda sigorta ve yasal haklar; bu, hem çalışanın yarınını güvenceye alır hem işverenin sürekliliğini sağlar. Kayıt içilik, uzun vadede ücret tartışmasını da normalize eder.
[color=]Sahadan Örnek Senaryolar: Hangi Yaklaşım Ne Der?[/color]
Senaryo 1 – Gündüzlü Temizlik + Yemek (haftada 3 gün):
- Veri odaklı yaklaşım: Saatlik taban + ulaşıma göre ek + resmi tatil çarpanı. Yazılı program: hangi gün derin temizlik, hangi gün hafif iş; yemek menüsü önceden.
- Toplumsal etki yaklaşımı: Evin ritmi ve beklenti değişkenliği göz önünde bulundurularak “esneklik primi”; aile toplantıları/kalabalık misafir haftalarında önceden konuşulan artış.
Senaryo 2 – Çocuk Bakımı (tam gün):
- Veri odaklı: Sorumluluk listesi (beslenme, oyun, dışarı çıkma, uyku rutini), ekran politikası, acil durum prosedürü; fazla mesai ve akşam bakımı için net tarife.
- Toplumsal etki: Çocukla bağ kurmanın zaman aldığı, duygusal yükün yüksek olduğu kabul edilerek “bağ kurma süreci” için başlangıç primi ve düzenli değerlendirme; hastalık dönemleri için dayanışma planı.
Senaryo 3 – Yatılı Yaşlı Refakati:
- Veri odaklı: Gece uyanma sayısı, ilaç takibi, tıbbi randevular; haftalık izin ve nöbet çizelgesi; yıpranma tazmini.
- Toplumsal etki: Yalnızlık, sabır, duygusal yıpranma ve ölüm/vedalaşma süreçlerinin ağırlığı; sürece özgü psikolojik destek veya ek izin günü.
[color=]Tartışmayı Açan Sorular (Hadi Söz Sizde!)[/color]
- Sizce ev hizmetinde “bakım katsayısı” fikri uygulanabilir mi? Hangi ölçütlerle?
- Ücrette “pazar ortalaması”na bakmak yeterli mi, yoksa güven/mahremiyet için standart bir prim olmalı mı?
- Yazılı sözleşme ev içinde ilişkileri resmileştirip gerer mi, yoksa tam tersi, huzuru mu artırır?
- Fazla mesaiyi sadece saatle mi, yoksa plan bozma/duygusal yük gibi etkenlerle mi okumalıyız?
- Deneyim ve referanslar nasıl objektiflenir? Örneğin bir portföy/mini CV modeli iş görür mü?
- Şehir/ilçe farkı nasıl dengelenmeli: ulaşım ve yaşam maliyeti için otomatik bir ek mantıklı mı?
- Kayıt içi çalışmayı teşvik eden hangi pratikler var: sigorta + yıllık ikramiye paketi gibi?
- Ev içi emekte “görünmez işlerin” listesini birlikte çıkarıp ücrete bağlamak mümkün mü; yoksa bu, ölçülemeyen bir şeyi ölçmeye çalışıp yeni gerilimler mi yaratır?
[color=]Son Söz Yerine: İki Dil, Tek Amaç[/color]
Günün sonunda, veri dili adaleti garanti etmiyor; adalet dili de pazarlık gücünü tek başına kurmuyor. İkisini birleştirince; net iş tanımı, kayıt içi güvence ve bakım emeğinin görünmez katmanlarına saygı duyan bir ücret politikası mümkün. Ev hizmetlerinde çalışanların emeğini korurken, işverenin öngörülebilirliğini de güçlendirebiliriz.
Ben sözümü burada keseyim; şimdi tecrübelerinizi, rakam aralıklarını (şehir/semt ve iş tanımıyla birlikte), iyi/örnek sözleşme maddelerinizi ve “keşke en başta konuşsaydık” dediğiniz noktaları paylaşır mısınız? Bu başlıktan hem çalışanların hem işverenlerin elini rahatlatan bir mini kılavuz çıkartabiliriz.
Ev hizmetlerinde çalışanların maaşı ne kadar olmalı? Hangi mantıkla belirlenmeli? Bu başlıkta tartışmayı ateşlemek için iki yaklaşımı yan yana koyacağım. İsimlendirme yaparken “erkeklerin daha objektif/veri odaklı; kadınların daha duygusal/toplumsal etkiler odaklı” konuşabildiği gözlemine göndermeler olacak ama bunları kalıplaştırmak için değil, forumdaki farklı sesleri temsil etmek için kullanıyorum. Hepimiz biliyoruz ki bireyler yekpare değil; veriyle düşünen kadınlar da var, toplumsal etkiyi önceleyen erkekler de… Ama yine de tartışmayı somutlaştırmak için iki kulvar açacağım.
[color=]Konunun Çerçevesi: Ev Hizmetinde “Maaş”ı Ne Belirler?[/color]
Ev hizmeti, tek bir iş değil; temizlik, çocuk bakımı, yaşlı refakati, yemek, ütü, bazen de evcil hayvan bakımı gibi kalemler iç içe geçer. Ücret; işin kapsamına, saatlik/günlük/aylık olmasına, yatılı mı gündüzlü mü olduğuna, çalışanın deneyimine, referansına, sigortalı olup olmadığına, evin bulunduğu şehre ve semte göre değişir. Ayrıca güven ilişkisi, ev içi mahremiyet, iş tarifinin netliği, fazla mesai ve bayram/hafta sonu gibi parametreler de masada. Kayıt dışılık yaygınsa, “piyasa” denilen şey bazen söylentiyle, bazen komşu grubuyla şekilleniyor. O yüzden “maaş ne kadar?” sorusu aslında “hangi koşullarda, hangi iş tanımına, hangi güven seviyesine ve hangi sosyal zemine göre?” diye okunmalı.
[color=]Veri Odaklı Bakış (sıklıkla erkeklerin sesinde duyduğumuz argümanlar): Piyasa, Verimlilik, Şeffaflık[/color]
Bu yaklaşım, ölçülebilir kriterleri öne çıkarır. “Benzer iş için şehirde ortalama ne?” diye başlar. Saatlik/montly aralığı araştırır, işin kapsamını maddeler: “haftada şu kadar saat genel temizlik, şu kadar saat yemek/ütü; çocuk bakımı varsa sorumluluk listesi; gece kalma varsa haftalık kaç gece?” Sınırlar net konur: fazla mesai nasıl hesaplanacak, resmi tatil ücreti ne olacak, deneme süresi nedir?
Bu bakış, üretkenlik ve çıktı ile ücreti ilişkilendirir. Örneğin haftalık iş planı çıkar: her odanın derin temizliği hangi sıklıkla, çarşaf değişimi hangi gün, ütü adedi, günlük yemek sayısı… Sonra diyor ki: “İş tanımı netse çatışma azalır; verim artarsa ücret de pazarlık gücünü bulur.” Sigorta ve yasal çerçeve vurgulanır; “kayıt dışılık risktir, sürdürülebilir ücret için kayıt içi çalışma gerekir.”
Şeffaflık da kritik: yazılı sözleşme, imza, karşılıklı beklenti matrisi. Hatta bazıları KPI benzeri yumuşak göstergeler önerir: zamanında gelme oranı, görev tamamlama, iletişim kalitesi (ör. beklenmedik durum bildirimi).
Bu yaklaşımın güçlü yanı öngörülebilirlik ve karşılaştırılabilirliktir. Zayıf yanı ise ev içi emek gibi mahrem ve ilişkisel alanlarda her şeyi metrikleştirmeye çalışınca duygusal yükü, bakımın görünmez katmanlarını ve güvenin değerini eksik tartmasıdır.
[color=]Duygusal ve Toplumsal Etkiler Odaklı Bakış (sıklıkla kadınların sesinde duyduğumuz argümanlar): Emeğin Görünmezliği, Adalet, Güven[/color]
Bu yaklaşım, ev içi emeğin tarihsel olarak görünmezleştirildiğini hatırlatır. “Sadece yüzey silmek değil; evin ritmini taşımak, çocuğun duygusuna eşlik etmek, yaşlının güvenini kazanmak” gibi ölçmesi zor, ama çok kıymetli katmanların altını çizer. Ücret, sadece süre ve çıktıdan değil; güven ilişkisi, duygusal yük, bakımın sürekli dikkat gerektirmesi ve mahremiyet sorumluluğundan da etkilenmelidir der.
Adalet duygusu öndedir: “Aynı şehirde benzer sorumluluğa sahip işlerde cinsiyet, göçmenlik statüsü, dil bariyeri gibi nedenlerle maaş düşürülmesin.” Yani fırsat eşitliği vurgulanır. İşveren-çalışan ilişkisini birlikte iyilik hâli olarak okur: çalışan güvende ve saygı görüyorsa, işverenin evi de huzurlu olur; bu huzurun ekonomik değeri vardır.
Sözleşme ve kurallar burada da önemlidir ama dil farklıdır: karşılıklı bakım ve saygı dili. Örneğin “fazla mesai” sadece saat bazında değil, “son dakika plan değişikliği nedeniyle artan zihinsel yük” olarak da ele alınır. Tatil günlerinde aileyle geçirilen zamanın değeri, çocukla kurulan bağın yıpranması gibi konular ücret müzakeresine dâhil edilir.
Bu yaklaşımın gücü, ev emeğinin gerçek hayat bağlarını hesaba katmasıdır. Zayıf yanı ise bazen somut kıyas yapmayı zorlaştırması; pazarlık masasında sayılarla konuşmak gerektiğinde belirsizlik yaratabilmesidir.
[color=]İki Hattan Ortak Yola: Aynı Masada Buluşmak Mümkün mü?[/color]
Bence evet. Nasıl?
1. Net İş Tanımı + Bakım Katsayısı: Veri odaklı çizelge hazırlayıp (görev listesi, saatler, tatiller), bakım emeğinin görünmez kısımlarını yansıtan bir “katsayı”yla tabanı yukarı ayarlamak. Örneğin küçük çocuk, özel gereksinim, gece uyanmaları gibi durumlarda temel ücretin üzerine şeffaf bir ek yapmak.
2. Şeffaf Basamaklar: Deneyim ve referansa göre merdivenler: 0–6 ay deneme, 6–18 ay istikrar, 18+ ay uzmanlık; her basamakta ücret artışı, yıllık enflasyon/yaşam maliyeti güncellemesi. Böylece hem piyasa hem emek değeri birlikte görünür.
3. Duygusal Emek İçin Dinleme Ritüeli: Ayda bir kısa geri bildirim oturumu: “Nerede zorlandık, nerede iyi hissettik, gelecek ay neyi değiştirelim?” Bu toplantı, rakamlara yansımayan sorunları erken çözer.
4. Esneklik ve Öngörü: İşveren, plan değişikliklerini önceden bildirmeyi taahhüt eder; çalışan da öngörülemeyen durumlarda iletişimi hızlı tutar. Son dakika değişikliği için küçük bir prim, süreklilik için bonus gibi karşılıklı teşvikler konabilir.
5. Güvenin Ekonomik Değeri: Anahtar, kasa, çocuk/yaşlı gibi yüksek güven riski varsa, “güven primi” açıkça konuşulmalı; bu gizli kalınca iki taraf da rahatsız oluyor.
6. Kayıt İçi Çerçeve: Mümkün olduğunda sigorta ve yasal haklar; bu, hem çalışanın yarınını güvenceye alır hem işverenin sürekliliğini sağlar. Kayıt içilik, uzun vadede ücret tartışmasını da normalize eder.
[color=]Sahadan Örnek Senaryolar: Hangi Yaklaşım Ne Der?[/color]
Senaryo 1 – Gündüzlü Temizlik + Yemek (haftada 3 gün):
- Veri odaklı yaklaşım: Saatlik taban + ulaşıma göre ek + resmi tatil çarpanı. Yazılı program: hangi gün derin temizlik, hangi gün hafif iş; yemek menüsü önceden.
- Toplumsal etki yaklaşımı: Evin ritmi ve beklenti değişkenliği göz önünde bulundurularak “esneklik primi”; aile toplantıları/kalabalık misafir haftalarında önceden konuşulan artış.
Senaryo 2 – Çocuk Bakımı (tam gün):
- Veri odaklı: Sorumluluk listesi (beslenme, oyun, dışarı çıkma, uyku rutini), ekran politikası, acil durum prosedürü; fazla mesai ve akşam bakımı için net tarife.
- Toplumsal etki: Çocukla bağ kurmanın zaman aldığı, duygusal yükün yüksek olduğu kabul edilerek “bağ kurma süreci” için başlangıç primi ve düzenli değerlendirme; hastalık dönemleri için dayanışma planı.
Senaryo 3 – Yatılı Yaşlı Refakati:
- Veri odaklı: Gece uyanma sayısı, ilaç takibi, tıbbi randevular; haftalık izin ve nöbet çizelgesi; yıpranma tazmini.
- Toplumsal etki: Yalnızlık, sabır, duygusal yıpranma ve ölüm/vedalaşma süreçlerinin ağırlığı; sürece özgü psikolojik destek veya ek izin günü.
[color=]Tartışmayı Açan Sorular (Hadi Söz Sizde!)[/color]
- Sizce ev hizmetinde “bakım katsayısı” fikri uygulanabilir mi? Hangi ölçütlerle?
- Ücrette “pazar ortalaması”na bakmak yeterli mi, yoksa güven/mahremiyet için standart bir prim olmalı mı?
- Yazılı sözleşme ev içinde ilişkileri resmileştirip gerer mi, yoksa tam tersi, huzuru mu artırır?
- Fazla mesaiyi sadece saatle mi, yoksa plan bozma/duygusal yük gibi etkenlerle mi okumalıyız?
- Deneyim ve referanslar nasıl objektiflenir? Örneğin bir portföy/mini CV modeli iş görür mü?
- Şehir/ilçe farkı nasıl dengelenmeli: ulaşım ve yaşam maliyeti için otomatik bir ek mantıklı mı?
- Kayıt içi çalışmayı teşvik eden hangi pratikler var: sigorta + yıllık ikramiye paketi gibi?
- Ev içi emekte “görünmez işlerin” listesini birlikte çıkarıp ücrete bağlamak mümkün mü; yoksa bu, ölçülemeyen bir şeyi ölçmeye çalışıp yeni gerilimler mi yaratır?
[color=]Son Söz Yerine: İki Dil, Tek Amaç[/color]
Günün sonunda, veri dili adaleti garanti etmiyor; adalet dili de pazarlık gücünü tek başına kurmuyor. İkisini birleştirince; net iş tanımı, kayıt içi güvence ve bakım emeğinin görünmez katmanlarına saygı duyan bir ücret politikası mümkün. Ev hizmetlerinde çalışanların emeğini korurken, işverenin öngörülebilirliğini de güçlendirebiliriz.
Ben sözümü burada keseyim; şimdi tecrübelerinizi, rakam aralıklarını (şehir/semt ve iş tanımıyla birlikte), iyi/örnek sözleşme maddelerinizi ve “keşke en başta konuşsaydık” dediğiniz noktaları paylaşır mısınız? Bu başlıktan hem çalışanların hem işverenlerin elini rahatlatan bir mini kılavuz çıkartabiliriz.