Hindistan Bagimsizligini Kimden Aldi ?

Arda

New member
Hindistan Bağımsızlığını Kimden Aldı?

Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesi, sadece Hindistan için değil, dünya tarihi açısından da önemli bir dönemeçtir. Hindistan, 15 Ağustos 1947 tarihinde İngiltere’den bağımsızlığını kazanarak bağımsız bir devlet haline gelmiştir. Ancak bu tarihi olayın arkasında yüzlerce yıllık bir sömürge geçmişi, büyük bir direniş ve bir halkın özgürlük için verdiği mücadele yatmaktadır. Peki Hindistan bağımsızlığını kimden aldı? Hindistan’ın bağımsızlık yolculuğu, İngiltere’den kurtulma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Hindistan’ın Sömürgeleşme Süreci

Hindistan, 17. yüzyıldan itibaren Batılı güçler tarafından sömürgeleştirilmeye başlanmıştır. İngilizler, Hindistan’ı ilk olarak 1600’lerde doğrudan kontrol altına almaya başladılar. Ancak Hindistan’ın sömürgeleşme süreci, özellikle 18. yüzyılın sonlarına doğru hız kazandı. 1757’deki Plassey Savaşı ile İngilizler, Bengal’deki hakimiyetlerini pekiştirdiler ve Hindistan’da siyasi kontrol sağlamaya başladılar.

1800’lü yıllarda Hindistan, İngiltere’nin en önemli sömürgelerinden biri haline geldi. Hindistan’daki yerel yönetim, İngilizler tarafından denetleniyor ve sömürge yönetimi uygulanan halk, çok ağır vergiler, zorla çalıştırma, kültürel baskılar ve ekonomik sömürüye tabi tutuluyordu. Hindistan, İngiltere için bir hammadde kaynağı ve pazar olarak kullanılıyordu. İngilizler, Hindistan’ın kaynaklarını kullanarak kendi sanayilerini geliştirmiş ve Hindistan halkı büyük bir yoksulluk içinde bırakılmıştır.

Hindistan’da Bağımsızlık Hareketinin Başlangıcı

Hindistan'daki bağımsızlık mücadelesi, 19. yüzyılın ortalarında güçlü bir şekilde şekillenmeye başlamıştır. İlk büyük isyan, 1857’de gerçekleşmiştir. 1857 Hint Ayaklanması, bazen "Hindistan’ın İlk Bağımsızlık Savaşı" olarak da adlandırılır. Bu ayaklanma, Hindistan’daki Britanya egemenliğine karşı geniş çaplı bir isyan olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu isyan bastırıldı ve İngilizler, Hindistan üzerinde daha da sıkı bir kontrol kurdular.

Yine de bu ayaklanma, Hindistan halkının bağımsızlık arzusunu ortaya koymuş ve bağımsızlık hareketinin zeminini hazırlamıştır. 1885 yılında Hindistan Ulusal Kongresi (INC) kurulmuş ve bu siyasi örgüt, Hindistan’ın bağımsızlık için verdiği mücadelenin başını çekecek olan önemli bir aktör haline gelmiştir.

Mahatma Gandhi ve Sivil İtaatsizlik Hareketi

Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde en önemli isimlerden biri, hiç kuşkusuz Mahatma Gandhi’dir. Gandhi, Hindistan’da bağımsızlık için yürütülen mücadelenin simgesel lideri olarak kabul edilir. Gandhi, şiddetsiz direniş ve sivil itaatsizlik yöntemlerini savunarak, Hindistan halkını İngiliz yönetimine karşı organize etti.

Gandhi’nin sivil itaatsizlik hareketi, 1915’te Hindistan’a dönüşüyle başlamış ve 1919’da İngilizlerin uyguladığı tuz vergilerine karşı başlatılan Tuz Yürüyüşü ile zirveye ulaşmıştır. Gandhi’nin bu tür eylemleri, Hindistan halkının İngilizlere karşı verdiği direnişin sembolü haline gelmiş ve dünya çapında büyük bir ilgi uyandırmıştır. Gandhi, aynı zamanda Hindistan’ın sosyal ve kültürel sorunlarına karşı da önemli eleştirilerde bulunmuş, kast sistemi ve toplumsal eşitsizliklere karşı mücadele etmiştir.

Gandhi’nin önderliğindeki bağımsızlık mücadelesi, İngiltere’yi Hindistan’dan çekilmeye zorlamıştır. Gandhi’nin "Şeker Üretim Yasası" gibi eylemleri, Hindistan’ın İngiltere’ye olan ekonomik bağımlılığını azaltmayı hedeflemiş ve bu da bağımsızlık yolundaki en büyük adımlardan biri olmuştur.

Hindistan Bağımsızlık Süreci: 1947'ye Giden Yol

Hindistan’ın bağımsızlık yolculuğu, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hız kazanmıştır. 1939-1945 yılları arasında Hindistan, İngiltere’nin savaş çabalarına destek verdi. Ancak savaş sonrasında İngiltere, hem ekonomik zorluklarla hem de Hindistan’daki artan bağımsızlık talepleriyle başa çıkmakta zorlanıyordu. Hindistan’daki bağımsızlık hareketi giderek daha güçlü hale gelmiş ve Hindistan’ın siyasi geleceği hakkında yeni tartışmalar başlamıştır.

1940’ların başında, Hindistan Ulusal Kongresi, İngiltere’ye karşı toplu bir direniş başlatmıştır. 1942’de "Quit India" (Hindistan’dan Çık) hareketi, Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinin en büyük adımlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Bu hareketin başında Gandhi yer alırken, birçok lider tutuklanmış ve Hindistan’daki bağımsızlık talepleri daha da yükselmiştir.

İngiltere’nin savaştan sonraki ekonomik krizleri ve dünya genelinde artan dekolonizasyon baskıları, Hindistan’ın bağımsızlık sürecini hızlandırmıştır. Sonuç olarak, 15 Ağustos 1947’de Hindistan, İngiltere’den bağımsızlığını ilan etti. Hindistan Bağımsızlık Yasası (Indian Independence Act), Hindistan’ı iki bağımsız devlete ayırarak Hindistan ve Pakistan’ı kurmuştur.

Hindistan’ın Bağımsızlık Sürecinde Diğer Faktörler

Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde sadece Gandhi’nin sivil itaatsizlik hareketi değil, aynı zamanda Hindistan Ulusal Kongresi ve Hindu Milliyetçisi hareketler de büyük bir rol oynamıştır. Aynı zamanda, Hindistan’ın bağımsızlık sürecinde dini ve etnik çatışmalar da önemli bir faktör olmuştur. Hindistan’ın bölünmesi ve Pakistan’ın kurulması, milyonlarca insanın yer değiştirmesine ve büyük bir göç dalgasına yol açmıştır. Hindistan’ın bağımsızlık süreci, sadece bir siyasi değişim değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı derinden etkileyen bir olaydır.

Sonuç

Hindistan, 15 Ağustos 1947 tarihinde İngiltere'den bağımsızlığını kazanmıştır. Bu tarih, Hindistan için olduğu kadar dünya tarihi için de büyük bir dönüm noktasıdır. Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesi, İngiltere’nin Hindistan üzerindeki sömürgeci baskılarının son bulmasıyla sonuçlanmıştır. Hindistan, bağımsızlığını kazanarak kendi kaderini tayin etme hakkını elde etmiştir. Bu başarı, birçok sömürge ülkesine ilham kaynağı olmuş ve dünya genelinde dekolonizasyon hareketlerini hızlandırmıştır.